IQNA

İslam’ın Avrupa’daki mührü: Endülüs

21:13 - January 14, 2024
Haber kodu: 3482997
IQNA – İspanya’nın Kurtuba kentindeki muhteşem İslam mimari eserleri, Endülüs’te İslam hakimiyeti döneminin ihtişamını anlatıyor ve bin yıl sonra bile ihtişamı ve parlaklığı her bakanın gözünü kamaştırıyor.

Daily Star sitesinin haberine göre, İspanya’da İslam dinin varlığı tarihi olarak  8. yüzyıla kadar uzanıyor. Portekiz’in güneydoğusunda İber Yarımadası’nın bir parçası olan Endülüs, 800 yıl boyunca Müslüman egemenliği altında kaldı.

Cebelitarık Boğazı’nı geçen Müslümanlar, Kuzey Afrika ile İspanya arasındaki kısa mesafeyi kat etmişler ve bu toprakları fethettikten sonra buraya Endülüs adını vermişlerdir.

Yüzyıllar boyunca Müslüman egemenliği sırasında Endülüs birçok ilerleme kaydetti. Bazılarına göre, Avrupa’daki bilimsel rönesansın kurucusuydu ve 15.-17. yüzyıllarda güçlü İspanyol imparatorluğunun oluşturulmasında  etken oldu. Halihazırda Müslümanların sayısı 2 milyon 200 bin kişi olup, bunların %10’u İspanyol, geri kalanı ise İslam ülkelerinden gelen Müslüman göçmenlerdir.

İspanya Avrupa’nın güneybatısında yer alan ve Hicri birinci yüzyılın sonlarında İslam topraklarına katılan bir ülkedir. Endülüs adını aldı ve bu bölgedeki sekiz yüzyıllık Müslüman varlığı boyunca İslam medeniyeti burada gelişti. Müslümanlar Endülüs’ü ve İspanya’nın diğer bölgelerini 781 yıl (711- 1492) yönetti. Endülüs üzerinde Müslüman egemenliğinin sona ermesi ile Müslümanları Hıristiyanlaştırmak için Engizisyon mahkemeleri kuruldu. Endülüs Müslümanlarının Kuzey Afrika’ya sürülmesiyle birlikte Müslüman direnişi de başarısız oldu.

New York’taki Fordham Üniversitesi’nde profesör olan Kamer el-Heyder Daily Star’daki bir haberinde, Kurtuba’ya yaptığı bir gezi sırasında şehrin İslam mimarisinin ihtişamına ilişkin gözlemleri hakkında şöyle yazdı: “Bir zamanlar Mağribi Krallığı ve Roma İmparatorluğu’nun başkenti olan Kurtuba, İslam İspanya’sının incileri olarak bilinen üç Endülüs şehrinden biridir. Diğer iki şehir Granada’daki Sevilla ve Elhamra’dır. Yakın zamanda İspanya'ya yaptığımız bir gezide eşim ve ben Kurtuba’ya bir günlük geziye gittik.”

​İslami dönemin görkemli hatırası; Kurtuba Ulu Camii

“Puerta del Puente” adlı tarihi bir kapıdan şehre girdikten sonra, Emevi Halifeliği döneminden kalma büyük caminin ve İspanya’nın en sembolik görüntülerinden biri olan La Mezquita adıyla bilinen büyük caminin görüntüsü bizi büyüledi. Bu caminin bulunduğu yer aslında bir Roma mabedi idi daha sonra buraya San Vicente Kilisesi adında bir kilise inşa edildi. Mağribiler Miladi 711’de Endülüs’ü fethettiğinde kilisenin yarısını Müslümanların cuma namazı kılabilmeleri için satın aldılar. O zamanki durum göz önüne alındığında, kilisenin hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar için ibadet yeri olarak kullanılması son derece ilginç bir eylem olup Müslümanların diğer dinlere karşı hoşgörüsünün bir işaretiydi.

İslam’ın Avrupa’daki mührü: Endülüs

Kurtuba Emiri I. Abddul Rahman’nın emriyle Miladi 785 yılında dönemin kilise yıkılıp bugün gördüğümüz cami inşa edilmiş, daha sonra 9. ve 10. yüzyıllarda halefleri buraya eklemeler yapmıştır. Nihayetinde İslam dünyasının en büyük tarihi yapılarından biri haline geldi.

Hıristiyanlar 1236 yılında Kurtuba’yı yeniden ele geçirdiklerinde camiyi katedrale dönüştürmüşler ancak mimarisini büyük ölçüde korumuşlar ve Notre-Dame Katedrali adını vermişler. Bu camiye cami-kilise de denilmesinin nedeni budur. Şu anda İspanyol yetkililer ve Vatikan, Müslümanların camide ibadet etmesine izin vermiyor.

Caminin ön cephesi altın renkli ve rengarenk motiflerle süslenmiştir ve pek çok ziyaretçi caminin ihtişamını görmek için buraya gelmektedir.

İslam’ın Avrupa’daki mührü: Endülüs

Camiye girildiğinde Mağribi ve Hıristiyan mimari tarzlarının güzel bir kombinasyonu görebilir. Caminin kemerleri ikiz olup, alt kısmı at nalı, üst kısmı ise yarım daire şeklindedir. Kemerlerin renkli tuğlaları ve taşları çizgili, kırmızı ve beyaz bir desen oluşturarak tüm binaya bir  özgünlük kazandırıyor. Güneş ışığı dört kubbenin pencerelerinden içeri sızıyor ve yüzlerce küçük kandil ışığıyla ilginç etkiler yaratıyor.

La Mezquita’da, Kıble’yi gösteren yarım daire şeklinde olan mihrap, mimari sanatın bir şaheseridir. Bu mermer mihrap oldukça geometrik bitkisel motiflerin yanı sıra Kur’an ayetlerinin kitabeleriyle de süslenmiştir. Mihrap diğer camilerden farklı olarak Mekke’ye doğru değil, güneye, Suriye’nin Şam şehrine doğru konumlandırılmıştır. Mihrabın üzerinde, tamamı altın çinilerle kaplı, sivri bir şekil oluşturan çapraz kesimli çarpıcı bir kubbe vardır.

 Bu cami, Batı dünyasında İslam medeniyetinin mücevherlerinden biri olarak kabul ediliyor ve bin yıldan fazla bir süre önce, Kurtuba’nın İslami İspanya’nın başkenti olduğu dönemde burada gelişen küresel ve karmaşık kültürü temsil ediyor. Aslında Elhamra Sarayı Granada için ne ise, bu cami de Kurtuba için odur.

İslam’ın Avrupa’daki mührü: Endülüs

Dinlerin bir arada yaşamasının beşiği; Kurtuba

Kurtuba’nın bir diğer tarihi eseri ise Roma köprüsüdür. Sezar’ın Büyük Pompey’e karşı kazandığı zaferden sonra Guadalquivir Nehri üzerinde inşa edilen bu köprü, bu tarihi kentte Roma döneminin ana mirasını oluşturmaktadır.

Cami ve köprünün yanı sıra, Kurtuba’nın dar ve çekici sokaklarından oluşan labirenti, balkonlardan sarkan rengarenk çiçekleriyle muhteşem bir görüntü yaratıyor.  Binaların ışıltılı kiremitleri ve kemerleri, şehrin mimarisi üzerindeki Mağribi etkisini açıkça gösterirken, sıcak yaz aylarında avlular ve dolambaçlı sokaklar günün büyük bölümünde gölgede kalıyor.

İslam’ın Avrupa’daki mührü: Endülüs

Cuderya, Kurtuba’nın kalbindeki eski Yahudi mahallesidir. Bu mahalle büyük bir tarihi öneme sahiptir Sinagogun önünde, Miladi 1135’te Kurtuba’da doğan, Orta Çağ Yahudi filozofu, bilim adamı, seçkin astronom ve doktor Musa bin Maimun’un heykeli bulunmaktadır.

Caddelerin iki yanında sıralanan portakal ağaçları Kurtuba’nın diğer bir cazibesi. Acı portakal bu güney şehrinin simgelerinden biridir. Dar sokaklarda yürürken bu süs meyvelerinin tatlı aramasını hissedebilirsiniz.

İslam’ın Avrupa’daki mührü: Endülüs

Bu şehrin mimarisinin Mağribi, Gotik ve Yahudi mimarisinin tarihi bir birleşimi olduğunu ve La Mezquita’nın Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların bir arada yaşadığı parlak bir dönemi çağrıştırdığını görebilirsiniz. Bu farklı ve yaşayan kültürler, geçmişte olduğu gibi bugün de bu kentte yaşamaya devam ediyor.

​4193277

Etiketler: Kurtuba Ulu Cami ، Endülüs ، mimari
captcha