IQNA

Fransız protestoları ve azınlıkların asimilesinde başarısız sömürge politikaları

12:27 - July 05, 2023
Haber kodu: 3480886
PARİS (IQNA)- Fransız sömürge yönetiminden bu yana ırksal ilişki politikaları kültürel, ırksal ve kimliksel baskı ve üstünlük üzerine kuruludur. Fransa’daki ırksal ve dini azınlıklar için tek kimlik Fransız olmaktır ve tek bir din vardır, o da laikliktir.

Ayaan Institue sitesinin haberine göre, Londra merkezli bu düşünce kuruluşunun yöneticisi Cihangir Muhammed merkezin web sitesinde yayınlanan bir yazısında Fransa’da son zamanlarda yaşanan şiddet olaylarına değindi.

Fransa, son birkaç gündür 17 yaşındaki Cezayirli bir çocuğun polis tarafından soğukkanlılıkla öldürülmesinin ardından kargaşa içinde. Bu huzursuzluk Fransız hükümetine ve güvenlik güçlerine karşı bir isyan gibi görünüyor.

Ayaklanmanın sebebi hükümetin ve polisin ırksal ve dini azınlık gruplarına, Mağrip (Kuzey Afrika) etnik gruplarına karşı başarısız politikasıdır. Fransa’da ırk ilişkileri politikaları kültürel, ırksal ve kimliksel baskı ve üstünlüğe dayanmaktadır. Hükümet ve güvenlik kuvvetleri tarafından zorla dayatılan herkesin Fransız ve Avrupalı versiyonu olması gerektiğidir.

Fransız hükümetine, sosyal veya İslam karşıtı ırkçılığa ve Müslüman karşıtı taasuba karşı konuşmak, radikallik ve aşırılığın bir işareti olarak kabul edilir. 2022’deki son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Marine Le Pen Başkan Macron’un ardından ikinci oldu. O seçimde göçmenlere ve Müslümanlara odaklı idi. Bu nedenle, Fransız toplumu göçmenlere karşı tavrında daha aşırı ve hoşgörüsüz hale geldi.

Ulusal düzeyde, Fransız hükümeti İslam’ın Fransız devlet versiyonunu Müslümanlara empoze etmeye çalışıyor. Fransız ve Müslüman aktivistlerin ırksal ve kültürel baskıya karşı eleştirileri ve kampanyaları, ortadan kaldırılması gereken aşırı solculuğun bir işareti olarak değerlendirildi.

Fransa demokratik de olsa hızla hoşgörüsüz ve faşist bir ülke haline geliyor. Asıl mesele, Fransızların etnik kökene ve sosyal eşitliğe yaklaşımının nihayetinde etnik ve dini azınlıkları görünmez kılmasıdır. Fransa’nın eşitliğe anayasal yaklaşımı, vatandaşların ırk, etnik veya dinsel geçmişleri hakkında veri toplamanın (hükümet tarafından) yasal olarak yasak olduğu anlamına gelir. Sonuç, etnik gruplarının ekonomik koşullarının hiçbir zaman sosyal ilerleme veya huzursuzluğun temel bir konusu haline gelmemesidir, azınlıklar ve çoğunluklar arasında hoşnutsuzluğa neden olur. Azınlıklar sosyal ve cezai bir sorun olarak telakki edilir ki hiç bir zaman birleşmezler. Fransız hükümeti ve polisi, azınlıklar arasındaki ırkçılığı ve adaletsizliği kurumsallaştırıyor.

Etnik grupların ve Müslümanların sosyal olarak ayrılması

Etnik gruplar ve Müslümanlar ayrımcılığa maruz kalıyor ve ayrılmış mahallelerde yaşıyor ve gençleri sürekli taciz ve şiddete maruz kalıyor. Fransa’da meydana gelen isyanlar Fransız hükümetinin uzun süredir devam eden politikalarının ve Müslümanlara ve göçmen çocuklarına politikacılar, medya ve aşırı sağ tarafından sürekli hakaret edilmesinin bir sonucudur.  Değişen bir yaklaşıma ihtiyaç var. Sosyal medya ve kötü insanları suçlamak işe yaramaz.

Batılı ülkelerin yabancı ülkelerdeki halk protestolarını desteklemesi ilginçtir. Buna örnek, İran’daki protestolardır. Hal böyleyken kendi ülkelerine sıra geldiğinde baskıcı hükümet ve polis politikaları çerçevesinde şiddetli protestolar ve karışıklıklar nadiren görülür.

Fransa’nın, sosyal dışlanmanın derinliklerine inmek ve ırkçılığı anlamak ve çok kültürlü bir uzlaşmaya doğru ilerlemesi pek olası değil. Bu nedenle, gelecekte hükümetin ırksal azınlıklara yönelik daha fazla zulmünü ve kitlesel sosyal düzensizliği büyük ölçekte görmemiz muhtemeldir.

4151797

 

captcha