IQNA

Dindarlık sadece dini menâsikleri yerine getirmek değildir

9:48 - June 11, 2023
Haber kodu: 3480588
Tahran (IQNA) - Eğer Kur’an’ın muhatabı isek, o halde anlama ve idrak ile muhatap arasında önemli bir ilişki olduğunu bilmeliyiz. Yani Kur’an-ı Kerim’in iniş dönemi ve sonraki yüzyıllardaki insanların anladığı her şey ile bizim anladığımız aynı olmayacaktır.

Zamansal tefsir veya asra uygun tefsir Kur’an’ın her çağın ihtiyaç ve gereksinimlerine göre yeni bir çehresinin sunulmasıdır. Bu yaklaşım, genel olarak Müslümanların yeni kültür ve bilgilere aşina olmalarından ve deneysel ve beşeri bilimlerin gelişiminin bir sonucu olarak etkilenmektedir.

Kur’an araştırmacısı ve öğretim görevlisi Hüccetül İslam Velmüslimin Muhammed Ali Ayazi asra uygun tefsir toplantısında bu konuda açıklamalarda bulundu:

Asra uygun tefsirin önemi hakkında birkaç nokta bulunmaktadır. İlk olarak, 14. yüzyılda tefsirde birçok değişiklik olmuştur. Bir dönem sadece naklî tefsirimiz vardı. Bu tür tefsir yönteminde müfessir Kur’an, sünnet, sahabe kavli ve diğer müfessirlerden gelen tefsire dayanması, onları naklederek ayetleri tefsir etmesidir. Sonra içtihadi tefsire teveccüh edilmiş daha sonra edebi yönü ele alınmış ardından felsefî, fıkhî, teolojik vb. yönler de ele alınmıştır.

“Anlamak” ve “muhatab” arasındaki önemli bir irtibat bulunmaktadır. Bizim bugünkü anlayışımız, o devrin insanlarının anladıkları ile aynı olmadığı gibi Kur’an’ın indirildiği dönemdeki tüm müfessirlerin anlayışı da aynı değildi.

Emin Huli ve Bintü El Şati gibi insanlar günümüz müfessirlerinin Kur’an hakkında söylediklerinin birçoğunu sahabenin anlamadığını söylediler. Sahabenin bazı şeyleri bir seviyede anlamaması bizim anlayışımızda bir hata olması anlamına gelmez. Ayrıca, tarih boyunca insan bilgisi artmakta olup bugün sosyal bilimler, beşeri bilimler, psikoloji vb. alanlarda daha önce hiç var olmayan bilimlere sahibiz.

4050621

captcha