Salih amellerde Allah’tan yardım istemek

İnsanın salih amelde bulunabilmesi için Allah’ın, kulunun fiilini rızâsına ve muhabbetine uygun kılması, kulunu irâde ve rızâsına uygun işler yapmaya muvaffak kılması gerekir. Ramazan ayının son günlerinde en büyük tevfik Allah’ın yardımıyla müstehab amelleri yapmaktır.

Mübarek Ramazan ayının son gün ve gecelerine geliyoruz, kendimizi bayrama hazırlıyoruz. Artık yakîn ve imanda daha yüksek mertebelere ulaşma, Cenâb-ı Hakk’a yakınlaşmak için müstehab ve farz olmayan amelleri gerçekleştirme vaktidir.

Ramazan ayının 28. Gün duasını okuyoruz: “Allah’ım! Bu günde müstehap (sünnet) amellerden nasibimi çoğalt; (dünya ve ahrette) sorumlu olduğum şeyleri hazırlayarak bana lütuf ve bağışta bulun; bugünde vesileler arasından sana vesilemi yakınlaştır bana; ey ısrarla (yalvaranların) ısrarı kendisini (başkalarıyla ilgilenmekten) alıkoymayan (Rabbim)!”

Müstehabattan Yararlanmak

Müstehab Peygamber efendimizin (s.a.v.) ömründe bir iki kere dahi olsa yaptıkları, sevdikleri ve beğendikleri hususlardır. Kelime anlamı olarak hoşlanılan, sevilen, hoşa giden, tercih edilen şey demektir. Müstehap eylemlerin yapılması sevap olup, terkinde ise günah yoktur.

Zorunlu olmayan her iyi ve müstehab işe Nafile denir. Bir kişinin arzu edilen ve program dışı faaliyetler yapmaktan elde ettiği fayda, vaciplerini daha fazla sürdürme yönündedir.

Bir kimsenin farz olmayan fakat yapılması sevap olan farzları gereğinden fazla yapması, daha fazla salih amel işleme tutkusunu gösterir. Öyle ki, farz olan dinî görevlerin dışında da salihlerin sevgisi, onu salih amel işlemeye zorlar.

İsteklere icabet

Cenâb-ı Hakk’ın sıfatlarından biri de ihtiyaçları giderendir ve bu Yüce Allah’ın sınırsız rahmetindendir. Allah’ın lütf ve keremi insanların ihtiyaçlarını karşılamaktır. Allah’tan ihtiyacının giderilmesini isteyen bir insan, evrende ihtiyacı olmayan tek varlığın Allah olduğunu ve tüm varlıkların O’na muhtaç olduğunu bilmelidir. Yarattıklarının ihtiyaçlarına cevap verebilecek olan yalnızca O’dur.

En iyi ve en yakın vesile

Mâide suresi, 35. Ayetini okuyoruz: “ Ey iman edenler! Allah’tan korkun, O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda çaba harcayın ki kurtuluşa eresiniz.”

Kişiyi Allah’a yaklaştıran amele vesile denilmiştir. Müfessirler ayette kastolunan vesilenin, Allah’ın emrettiklerinin yerine getirilmesi ve yasakladıklarının terkedilmesi olduğunu belirtmişler, kişiyi Allah’a yaklaştıracak ve O’nun rızâsını kazanmaya yardım edecek her türlü ibadet ve eylemi vesile saymışlardır.

Ayette insanların kurtuluşa kavuşmaları için üç şey istenmiştir:

1-Allah’tan korkup sakınmak, takva sahibi olmak

2- Allah’a yaklaşmak için vesileler seçerek Peygamber ve velîlerin hayatta iken yaptıkları dualarla tevessül.

3-Allah yolunda cihad ve iyi ameller için çaba.

İnsanı Allah’a yaklaştıran her şey vesiledir ve mümin onu aramalıdır. Rivayetlerde pek çok vesile örneği zikredilmiş olup Allah’a itaat etmek, O’nun emirlerini yerine getirmek ve Kur’an okumak bunlardan bazılarıdır.

Hüccetül İslam Ruhullah Bedram’ın (Oruç Tutanların Fısıltıları) kitabından alıntıdır.

3970738