IQNA

Kur’an-ı Kerim ile sohbet /1

En iyi yaratıcıdan insanın yaratılışının harikaları

10:12 - June 01, 2023
Haber kodu: 3480483
İnsanoğlunun yaratılışı ve topraktan nasıl başladığı derinlemesine düşünülmesi gereken şaşırtıcı konulardan biridir.

Harikalar bulan insanın, kendi yaratılışındaki harikaları görmemesi büyük gaflettir.

Burada asıl konuşulması gereken insanın yaratılış harikalarını, bunun nasıl topraktan başladığını ve toprağın yaratma atölyesinde bir nutfe halini aldığını  daha sonra yüzbinlerce akıl, onun büyüklüğüne, bu yeni varlığın büyümesi için böyle bir yerin nasıl yaratıldığına hayret etmesinden bahsediyoruz.

Mü’minûn suresi 12-14. Ayetleri: “Gerçek şu ki biz insanı çamurdan alınmış bir özden yaratıyoruz; Sonra onu sağlam bir korunakta nutfe haline getiriyoruz.  Ardından nutfeyi (döllenmiş yumurta) alakaya (rahimde asılıp beslenen embriyo) çeviriyor, alakayı şekilsiz et (görünümünde) yapıyor, bu etten kemikler yaratıyor, daha sonra da kemiklere adale giydiriyoruz; nihayet onu bambaşka bir varlık halinde inşa ediyoruz. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir.”

Bu nutfe, tüm ihtiyaçlarını hazırlamış olduğu yerde yavaş yavaş büyür ve şekli yavaş yavaş değişir. Başlangıçta şekilsiz bir et parçasından başka bir şey değildir ve yavaş yavaş içinden kemikler oluşur, kemikler et ve deri ile kaplanır. Sonra Allah onda akıl almaz bir yaratılış daha yaratarak et, deri ve kemikleri insan şekline sokar.

İnsanlar arasında sorulan sorulardan biri ruhun ne zaman insana üflendiğidir? Buna cevaben bazı araştırmacılar 40 günden sonra üflendiğini ve ruhun zaman ve mekanın ötesinde olduğunu söylemişlerdir.

Bir sperm damlasının ne zaman insan sayılabileceği ve onu yok etmenin cinayet sayılabileceği sorusuna cevap verebilmek için erkek sperm hücresinin dişi hücre ile birleştiği andan itibaren damlanın  tam bir insan olarak kabul edilmesi gerektiği söylenebilir. Nutfe tam bir insan olarak düşünülmelidir çünkü doğumdan sonra ortaya çıkacak tüm özellikler onda zaten mevcuttur, ancak iki insan nutfesinin birleşmesinden önce yoktur.

Dünyayı yaratan Allah, yaratılıştaki tüm harikaların bir toplamı olan insanın yaratılışı dışında Kendisine hiçbir zaman hayran kalmamış ve övmemiştir. Diğer durumlarda, Allah Kendisini yücelterek “Sübhanallah” demiştir.

 Sübhanallah, yani güneş olsaydı, ay’ı nasıl yaratırdı? Ve eğer O bir üçgen olsaydı, çemberi nasıl şekillendirebilirdi? Demek ki O ne daire, ne üçgen, ne ay, ne güneş vs. O’dur hepsini yaratan ve hiçbiri olamayan. O Bir’dir ve hem dünya hem de ahiret O’nun yüzünden bir nurdur.

 İranlı yazar, mütercim ve hatip Hüseyin Muhyiddin İlahi Kumşei’nin ‘365 gün Kur’an-ı Kerim ile sohbet’ kitabından alıntıdır.

4111942

captcha