İlk sözün birlik olduğu medyaya ihtiyacımız var
Birlik Haftası ve İslam Peygamberi'nin doğumu vesilesiyle IQNA ile özel bir röportajda, Bağdat Üniversitesi'nde profesör olan Hisam al-Ceburi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v)’nın İslami birlik kavramı ve zorluklar hakkında konuştu : İslam birliği Kur’an kökenlidir. Çünkü Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin. Bir başka yerde de birlik ve beraberliğin sebebini Kur'an-ı Kerim şöyle bildirmektedir: Allah'a ve Resûlüne itaat edin ve çekişmeyin yoksa hüsrana uğrarsınız sabredin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
Kur’an'ın bu ayetleri, birliğin önceliğini açıklamak açısından çok önemlidir. Zira Kur'an-ı Kerim, zayıflığa, mağlubiyete ve çöküşe götüren ayrılıkların yasaklanmasını Allah'a ve Resulüne itaate bağlamakta ve bu, birlik içinde iki önemli husus olduğu anlamına gelmektedir. Allah'a ve Resulüne itaat ve ikincisi; anlaşmazlık ve yenilgi.
Bağdat Üniversitesi profesörü şunları ekledi: Birlik hakkında konuşmak, itaat ilkesinden gelir. Birlik olmadan itaat olmaz. Dolayısıyla Allah'a ve Peygamber Efendimize itaatin olmadığı hiçbir birlik göstergesinin hiçbir değeri ve faydası yoktur.
Hisam al-Ceburi şöyle devam etti: Elbette dünyada siyasi, sosyal ve coğrafi kavramların karmaşıklığının artmasıyla birlikte birlik kavramları daha karmaşık hale gelmektedir, çünkü eski dünya modern dünya gibi değildir. Günümüzde birliğin sağlanmasının en önemli unsuru, İslam toplumlarında coğrafya ve siyaset açısından boşluklarda bulunan istikbar ve sömürgecilik kavramlarının ortadan kaldırılmasıdır. İçinde bulunduğumuz çağda birliğin en önemli bileşenlerinden biri İslami kimlik için kültür inşasının artmasıdır ve kültür inşasındaki zayıflığa veya ortadan kalkmasına rağmen İslami birlikten bahsetmek anlamsız olacaktır. Aynı zamanda bu tür unsurların görmezden gelinmesi, İslam birliğini yok edecek en büyük zorluklardan ve etkenlerden biri olacaktır.
Bağdat Üniversitesi profesörü şunları vurguladı: Kendimizi bölünmeyi amaçlayan dindarlıktan zorla uzaklaştırmalı ve İslami kimliği korumaya yardımcı olacak öğretilere doğru hareket etmeliyiz. Hızlı hareketten bahsetmek yeterli değil, ancak herkesin bu konuya ikna olması ve ardından İslam ümmetinin kültürünü oluşturmak için ortak adımlar atması gerekiyor. Çünkü birliği bilmeyenleri bölünmeye ikna etmekten daha zordur.
Ceburi, birlik kültürünün yayınlanmasında medyanın eksikliklerinden bahsederek şu açıklamada bulundu: Bana göre medya İslam birliğini yayınlamakta, geliştirmekte ve ilerletmekte başarısız olmuştur. Çünkü bunlar ya medya ya da hükümettir ki, yozlaşmış ya da zayıf sistemlerin politikalarını teşvik etmekten başka bir şey yapmayan yerel medyadır. Bu medya organları ya konuyla ilgisi olmayan laik eğilimleri takip ediyor ya da gerçek bir siyasi veya dini boyutu olmayan dar görüşlü İslamcılardır. İslami medya birçok konuda zayıf ve etkisizdir ve İslami birlik bu medyaların kısa örneklerinden biridir. Kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli planlarla stratejik bir vizyona sahip, birliğin her şeyden önemli olduğu bir vizyona sahip kararlı bir medyaya ihtiyacımız var.
El-Ceburi aynı zamanda birlik ve mezheblerin birbirine yakınlaştırılması arasındaki fark hakkında da şunları söyledi: Birlik kavramı, mezheplerin birbirine yakınlaştırılmasından daha geniştir. Din, ırk ve inancı birbirine bağlayan yeni medeniyet kavramlarını geliştirmeli ve farklılıkları ve gerilimleri yakınlığa ve birliğe dönüştürmeye çalışmalıyız. İslam toplumlarında kültürler arasında bir köprü oluşturmak için siber uzayı ilk deneyim olarak kullanabiliriz, bu olumlu bir sonuç verecek ve sonra fikir büyüyecektir.
Al-Ceburi, Uluslararası Kur’an Haber Ajansı'nın (IQNA) bu konudaki deneyimlerinden bahsederek sözlerini şöyle tamamladı: IQNA Haber Ajansı bu konuda başarılı oldu. Çünkü Kur'an-ı Kerim, İslam birliğinin kurulmasının en büyük garantisidir. Bu nedenle bu haber ajansının başarılarının devamını diliyoruz.
En çok konuşulan başlıklar 